Nedim Šahović, çoğunlukla İngilizce olarak uluslararası müşterilerle “uygulamalar, web siteleri ve benzeri şeyler” için serbest geliştirici olarak evinden çalışırken, eşi Amela Saraybosna Kan Transfüzyon Enstitüsü’nde çalışan bir genetikçidir. Çocukları 10 yaşındaki Nadja ve 9 yaşındaki Rijad, Helen Doron‘da İngilizce derslerine katılıyor.

Aile evde Boşnakça konuşuyor, ancak ebeveynler İngilizce’de akıcı olmanın kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyor. “Çocukken hatırlıyorum ailemle seyahat ediyordum, İngilizce konuşulmayan ülkelerdeki herhangi biriyle konuşmaya başlamadan önce her zaman şu ünlü ‘İngilizce biliyor musun?’ sorusunu sorarak konuşmaya başlardık. Şimdilerde durum farklı. Bazı temel anlayışların olduğu ve hemen İngilizce konuşmaya başlayabileceğiniz ima ediliyor. Bazılarının hala düşündüğü gibi İngilizce bilmenin bir beceri olduğunu düşünmüyorum. Bunun daha çok temel okuryazarlığın bir parçası olduğunu hissediyorum. Günümüz dünyasında en az bir küresel dile hakim olmamak kabul edilemez. Çok seyahat ediyoruz ve çocuklarımın dil kadar sıradan bir şeyin dünyayı öğrenmelerine engel olmasını istemiyorum.”

Çift, çocuklarının okulunda İngilizce öğretilme biçiminden hayal kırıklığına uğradı. “Ülkemizde İngilizce okullarda 1. veya 2. sınıftan itibaren öğretiliyor. Sorun yaklaşımda. Matematik veya Fen öğrendiğiniz gibi dil öğrenemezsiniz. Çocuklara sadece kurallar ve teori öğreterek herhangi bir spor veya müzik aleti çalmayı öğretmiş gibisiniz. Topun ne olduğunu ve hacminin nasıl hesaplanacağını öğrenerek futbol pratiği yapan çocuklarımız yok. Onlara topu veriyoruz ve onlara nasıl  pas atılacağını öğretiyoruz. Dil de aynı şekilde. Cümle yapısını veya zamanları öğrenerek ana dilimizi konuşamayız. Konuşarak ve uygulayarak öğreniyoruz. Sınıfların ve normal okulların çoğu geleneksel yaklaşımı izler ve çocuklarımızın farklı bir – dilin öğrenilmesi gerektiği gibi İngilizce öğrenmelerini sağlayacak olan – denemelerini istemek. “

Bu nedenle, çocuklarını Helen Doron’a gönderme kararı kolaydı, ancak sonunda doğru okula uygun metodolojiyle gelmeden önce diğer okullarla biraz deneme yanılma gerekti. “Helen Doron derslerinden son derece memnunuz.” “Her iki çocuğumuz da ileriye doğru gerçekten büyük bir adım attı. Tek pişmanlığımız biraz geç başlamış olmamız. Helen Doron’dan önce, Nadja ve Rijad birkaç yıl farklı bir İngilizce kursuna gittiler ve hiçbir ilerleme olmadığı için geçiş yapmaya karar verdik. İkisinin de ilkokulda İngilizce dersi var ve çocuklukları boyunca farklı İngilizce kurslarına ve sınıflarına katılıyorlar, ancak hiç ilerleme kaydetmediklerini hissettik. Öte yandan bazı arkadaşlarımızın çocukları Helen Doron’a gidiyor ve onların İngilizce’de bizim çocuklarımızdan çok daha ileri düzeyde olduklarını fark ettik. İşte o zaman çocuklarımızı Helen Doron’a kaydettirmeye karar verdik. Bir yıldan kısa bir süre sonra İngilizceyi kullanmaya başladıklarını, her hafta daha fazla anladıklarını ve gerçekten ilerleme kaydettiklerini görebiliyoruz.”

Çocukların öğrenme şekliyle ilgili en iyi şey, sabırsızlıkla beklemeleri ve derslerinden gerçekten keyif almalarıdır. “Helen Doron’da çok eğleniyorlar. Diğer ebeveynlerle birkaç derse katıldık ve bunun pratikte nasıl olduğu gördük. Burayı bir okul olarak değil, daha çok yeni şeyler öğrenmek için eğlenceli bir yer olarak görüyorlar. Çocuklarımız seyahat ederken, internette gezinirken veya TV izlerken İngilizce öğrenmenin onlar için önemli olduğunu anlamaya başlıyor. Ayrıca ilkokulda deneyimlerini karşılaştırmak için İngilizce dersleri var, bu yüzden öğrenmenin eğlenceli olabileceği gerçeğini takdir ediyorlar. Helen Doron’u her zaman insanlara tavsiye ediyoruz ve çocuklarımız kesinlikle oradaki derslere devam edecek!”

Size yakın bir Helen Doron Öğrenim Merkezi bulun!